@teb tengri

"cinsini siktiğim cinsine çeker." diye devam eden güzel mi güzel atasözümüz.

hayata gözlerinizi açmak zordur.

güzel dövmelerimin yer aldığı, efsane hatlarımın olduğu bedenim yer alıyor.

boydan işte ya, boydan fotoğraf işte.
şöyle güzel bir şort, siyah sporcu sütyeni... oturmuşum kendime bir taşın üstüne, bacağımın tekini karnıma çekmişim, diğerini uzatmışım ama görmemeniz lazım.

ahan da bele

.
.
.

şaka be şaka.
ben öyle bir insan mıyım? olum nasıl kendi fotolarınızı kullanıyorsunuz?

gerçek public ya da outdoor seks bu değil abicim.

lan, sen kadını öyle götürüyorsun da...
vajina bu, havadan bile etkilenir. tuzlu ve bol bol bakteri barındıran o suda kadına yaptığın şey ne kadar sağlıklı?

hayır ablacım, hiç içine deniz suyu da mı kaçmıyor, hiç mi yakmıyor canını? he "ben mazo'yum." dersen saygı duyarım ama sağlık ablacım... sağlık çok önemli.

siktirin gidin arabistan'da sikişin!

oyun bilgisayarı.

abra serisine sahip olduğum bilgisayar.

canavar diyebilirim bu bilgisayar için, ciddi anlamda hem de. adının hakkını veriyor.

teslim etmek için günlerdir uykusuz kaldığım ödevimi yaparken birden sağ fandan gelen sıcak sesle dinlenmesi için bilgisayarı kapatıp ters çevirdim. bi an hissettiğim susuzluk hissiyle elimi şişeye uzatır uzatmaz olan suyun hepsi bilgisayarın fan kısmına döküldü.

deli olmamak elde değil, nasıl ihmal ediyorum her şeyi anlayamıyorum. 2 hafta kadar sonra bakıma göndermeyi planlamıştım oysa, şimdi köşeye kurumaya koydum ama ne olur bilemiyorum.

üç saat elli dakika ile başlıyorum güne, gözlerim hafiften şişmiş...

günaydın sözlük, güzel bir duş iyi gider şimdi. hem evin içinde havluyla gezerim.

beni geçebilecek yiğido aradığım ama bulamadığım forumsal başlık.

587,20 tl.
hadi beni geçin ulan, çıkın bir kuruş fazlasını yazın. aha ilgili görsel;

edit: konum: izmir

falcon desert 277 cross motosiklet.

bugün bizimkiler ile telefonda görüştüm, uygun bir motosiklet istediğimi hatırladıklarını ve cross'ları çok sevmemden sebep satın alma işlemlerini kısa süre içinde başlatacaklarını söylediler.
gözlerimin nasıl dolduğunu görmek hepsini ağlatmaya yetti.

umarım, bi on gün kadar sonra özgürce motorun üzerinde salınarak varlığımın sorunsuz oluşuna sevinerek yol alırım yazlığa doğru.

karantina sürecinde devirdiğim gün sayısı.

sarındığım havlumla kanepeme uzandım, kavurcu güneşin ıslak saçlarımı kurutmasını bekliyorum. açıkta kalan bacağım kavruldu, omuzlarım yanıyor ama şu an öyle huzurluyum ki...

annemin sesini duyuyorum ışığın içinden, güzel günleri görüyorum kapanan göz kapaklarımdaki turuncu renkte, huzuru hissediyorum hafif rüzgarda.

iyi geceler sözlük.

kan oturmuş iki göz ve artık asla büyümeyen göz bebeklerim ile yazıyorum bu satırları sana. yalnız çıktığım bu yolda yalnız devam etmeyi tercih etmek isterdim... terk edilmeyi beklemezdim, en azından bir gün öncesinde "yanındayım, başaracağız." diyip de bir sonraki gün "ben yapamıyorum, sen yapabiliyorsun ama ben yapamıyorum." denilerek yolun yarısında bütün yükü sırtlanıp dimdik devam ediyorum yoluma.

heyecan, üzüntü, öfke... sizde hangisi var? bende hiçbiri yok artık.

doğum günüm olan gün.

31 şubat gününde doğmuş olmak büyük ayrıcalık, asla gelmeyecek olan bir doğum gününe sahipsiniz sonuçta.

ölü çiçekleri sulamaya devam edenlere...